21.07.2013

Akıldan Kalbe Dünyadan Cennete


İnsan uzun zaman yazmayınca sonradan yazmak isteyince de ne yazacağını bilemiyor açıkçası.

Öncelikle son zamanlardaki bu direniş yüzünden ben ve benim gibi yüzlercesinin olduğunu düşündüğüm genç nesil daha bir gündem takip eder olduk, hatta gündem yaratır olduk. Bu uyuşmuş zihinlerimizin hareketlenmesi ve üzerinden atamadığı rehaveti gidermesi açısından çok güzel oldu, ama yine benzine zam geldi, yine binlerce ağaç yok yere kesildi. Politikayı ve bizi yöneten ve bizi bu şekilde yöneltilmek zorunda bırakan bu sistemi çözmek ve bu olanlara bir dur diyebilmek o kadar zor ki. Ancak yine de sanırım hiçbir zaman seçilen bir temsilcinin sonradan kendisini tanrılaştırmasını ve seçmenlerinin de giderek onu tanrı gibi görmeye başlamasını anlayamayacağım.

****

Hayatımda hep farklı tarzdan insanlarla yan yana yaşamak, komşuluk yapmak ya da çalışmak zorunda kaldım. Yine de bütün bu insanlarla iyi bir uyum sağladığımı düşünüyorum hem de kendi yaşam stilimi saklamak zorunda kalmadan. O kadar çok yargılıyoruz ki insanları, o kadar soluksuz bir şekilde o kadar yoğun bir biçimde yargılayabiliyoruz ki bu bence giderek sağlıksız bir hal almaya başlıyor bir zaman sonra.

Bazen tüm bu geçici gündemin dışında kalıp daha derin şeyler üzerine düşünmek istiyorum. Yalnız mevcut kapasitemle ideal bir cennet, ideal bir dünya nasıl bir yer olurdu hayal bile edemiyorum. Ucundan kıyısından bir fikrim bile yok. Özellikle baktığımda insan dünyası topraklarda bize vaat edilen cenneti dünyada oluşturmaktan çok uzağız ve bunun nedeni de cennette sınırsız kaynak dünyada sınırlı kaynak olması değil bence maalesef. Kıt kaynaklardan ziyade geniş egolar ve insanoğlunun ruh yapısı olarak hatalı üretimi bunun nedeni.

Ve bence daha iyi bir dünya için bir tanrı eli şart.